Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, YEKA yarışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. YEKA yarışmalarına YEKA GES-3 ile devam edildiğini belirten Dönmez, toplam da bin megavatlık 74 yarışmadan 19’unun tamamlandığını ifade etti. Yarışmada şu ana kadar 9 ilde 260 megavatlık kapasite tahsisi gerçekleştiğini dile getiren Dönmez, 19 yarışmanın sonunda ortalama fiyatın kilovatsaat başına 22,7 kuruş olduğunu söyledi. Dönmez, yarışmalara 29 Nisan’da başlayan kısıtlamalar nedeniyle ara verildiğini hatırlatarak, “Normalleşme döneminin başlamasıyla birlikte geriye kalan yarışmalarımızı da en kısa sürede tamamlayacağız.
Kara alanları için yeni YEKA RES yarışmalarımız için de hazırlıklarımız devam ediyor. Toplam 2 bin megavatlık bir yarışma olacak. Bu yıl içinde, son çeyrekte yarışmalarımızı yapmayı planlıyoruz. Şu an 47 şehrimiz için taslak çalışmalar devam ediyor.” dedi.
Özellikle son 10 yılda yapılan yasal düzenlemeler ve yatırım ortamının desteklenmesine yönelik geliştirilen politikalarla yenilenebilir enerji alanında büyük ilerlemeler sağlandığını belirten Dönmez, şunları kaydetti: “Bu alandaki bütün çabalarımız elektrik arz güvenliğimizi sağlamak olduğu kadar iklim değişikliğinin azaltılmasıyla da doğrudan etkili. Türkiye, küresel sera gazı emisyonunun azaltılması için ulusal eylem planını büyük bir titizlikle uygulamaktadır. Ancak, gelişmiş ülkelerin sera gazı salınımında tarihsel sorumluluklarının hatırlatılarak, oluşacak bütün yükün ülkelerin kapasiteleri oranında adil bir şekilde dağıtılmasından yanayız. Paris İklim Zirvesi ile istenilen sonuçlara ulaşabilmesi için uygulamada ‘her ülkenin kendi özel durumu’ ilkesi göz önüne alınmalıdır. Bu konuda muhataplarımıza her seferinde daha adil ve daha kapsayıcı bir çözüm için görüş ve önerilerimizi dile getirdik.
Ülkemiz sanayi devriminden bu yana kümülatif emisyonların yaklaşık yüzde 0,7’sinden sorumludur. AB ve OECD ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye kişi başı emisyon miktarında oldukça gerilerdedir. Bu tablo ortadayken, Türkiye’nin dünyayı en fazla kirleten ve gelecek için büyük tehdit oluşturan bu tablonun gerçek sorumlularıyla aynı külfeti paylaşmasının beklenmesi asla doğru olmayacaktır. Bugün, Paris İklim Anlaşması üzerindeki tartışmaları, bu anlaşma içindeki ülkelerin statüsünün yeniden belirlenmesi, daha doğru bir sınıflandırma ve sorumluluk paylaşımı ile daha güçlü bir sinerji oluşturulması açısından fırsat olarak görüyoruz.”
Kaynak: yeraltihaber