Artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamanın büyük bir endişe sebebi olduğunu söyleyen Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bahar Soğutmaz Özdemir, “İklim değişiklikleri, hastalıklar ve kuraklık göz önünde bulundurulduğunda topraksız tarım birçok sorunun üstesinden gelebilir” dedi.
Dünya nüfusu hızla artarken iklim değişiklikleri, hastalıklar ve kuraklık gibi birçok etken, gıda sisteminin sürdürülebilirliği üzerinde daha çok tehdit oluşturuyor. Topraksız tarımın bu alanda yaşanan birçok sorunun üstesinden gelebildiğini ve verimi arttırılabildiğini belirten bilim insanları, bu yöntemle doğru ve bilinçli üretim yapılarak gelecekte karşılaşılacak gıda sorununu en aza indirmeyi hedefliyor.
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) göre, dünya genelinde her yıl 25 milyar ton verimli toprak erozyon sonucu yok oluyor. Dünyada 2,7 milyar insan çölleşme tehdidi altında. 2050’de bu sayının dört milyara ulaşması bekleniyor.
Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bahar Soğutmaz Özdemir, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamanın günümüzde bilim insanlarının ve çiftçilerin en büyük endişelerinden biri olduğunu anımsattı. Özdemir, tarım arazilerinin yanlış kullanımı, vahşi sulama, toprağın nadas ihtiyacı gözetilmeden yapılan ekim-dikim işlemleri ile toprağın yorulması, toprakta bulunan zararlı, yabancı ot ve hastalıklar, yoğun ve yanlış gübreleme kaynaklı toprakların kimyasallara doygunluğu, fazla enerji kullanımı gibi sebeplerden dolayı tarımsal üretimin ciddi riskler taşıdığına işaret etti.
Birçok sorunun üstesinden geliyor
Topraksız tarıma ilişkin bilgi veren Bahar Soğutmaz Özdemir, topraksız (Hidroponik) tarımın belirli bir düzenekte, akan veya durgun besin eriyiklerinde, katı ya da sıvı şeklinde beslenen bitki gelişim ortamlarının tümünü kapsadığını belirtti. Topraksız tarım ile gelecekte karşılaşılacak gıda sorununun en aza indirilmesinin hedeflendiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, iklim değişiklikleri, hastalıklar ve kuraklık da göz önünde bulundurulduğunda topraksız tarımın birçok sorunun üstesinden gelebildiğine işaret etti.
Bitki yetiştiricileri arasında yükselen değer
Dünyada ve Türkiye’de topraksız tarımın bir an önce hayata geçmesi gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Bahar Soğutmaz Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aşırı gübre ve zirai ilaç kullanımından kaçınarak üretimi destekleyen bu sistem, ekimi yapılan mahsulden alınan verimi büyük oranda artırmaktadır. Aynı zamanda yanlış su kullanımıyla azalan su kaynakları, topraksız tarımda daha verimli kullanılmaktadır. Bitkilerin köklerinden aldığı besini ve kök ortamı için gereken pH ve EC (elektriksel iletkenlik) gibi parametreleri kontrollü bir şekilde sağlayan hidroponik sistem, kitlelerin bitkisel gıdaya daha rahat ulaşması ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamak için bitki yetiştiricileri arasında yükselen bir trend haline gelmektedir.”
Avantajları çok fazla
Topraksız tarımın kıt olarak görülen arazilerde tarım yapılmasının yolunu açtığını kaydeden Özdemir, topraksız tarımın avantajlarını şöyle sıraladı:
“Vasat olarak tabir edilen topraklarda bu sistemle tarım yapılabilmektedir. Ayrıca topraklı tarıma göre iş gücü ve enerji tasarrufu yapılmaktadır. Topraklı tarıma göre hastalık ve zararlılar için kullanılan kimyasal ilaçlara daha az ihtiyaç duyulmaktadır. Bitkinin besin maddesine ulaşımı daha kolaydır. Daha fazla üretim yapmak ve verim elde etmek mümkündür. Nadas ve ekim nöbetine ihtiyaç yoktur. İklim ve çevre etkileri yok denecek kadar azdır. Mevsim dışı üretim için daha çok kullanılabilir. Gübre fazlası tekrar kullanılabilirken ürünün şekil ve lezzet gibi özellikleri daha iyi olabilir.”
DHA