Türk Deniz Kuvvetleri, Mavi Vatan’daki menfaatlerimizi daha güçlü savunabilmek adına MİLGEM Projesi ile Açık Deniz Karakol Gemisi temin etmeyi planlamakta.
Türk Deniz Kuvvetleri, ağır pandemi koşullarına rağmen ulusal hak ve menfaatlerimizin korunması için Mavi Vatan’da vermiş olduğu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmekte. Türk Kıta Sahanlığı sınırları içerisinde Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de çalışan sismik araştırma ve sondaj gemilerimiz, kahraman Türk Donanması’nın güvencesi altında 7/24 faaliyetlerini gerçekleştirmekte.
Zaman zaman komşu ve çevre ülkelerin sismik araştırma gemilerinin uluslararası hukuka aykırı olarak Türk Kıta Sahanlığı’nda yapmış olduğu faaliyetleri de Türk Donanması her şart ve koşulda engellenmekte.
Saydığımız bu durumlar barış zamanlarında, yumuşuk güç kullanılarak uygulanmakta. Fırkateyn ve Korvetlerin saatlik idame masraflarının bir hayli fazla olduğunu düşünürsek, böyle basit bir iş için kabarık masraflar çıktığını söyleyebiliriz.
“MİLGEM aslında OPV hedefi ile başlatıldı”
Temelde saydığımız bu konulardan dolayı dünyanın bir çok ülkesi bu görevleri Açık Deniz Karakol Gemileri (OPV) ile icra etmekte. Türkiye’nin de 2000’li yılların başında başladığı MİLGEM Projesinin 1. fazı olan ADA Sınıfı Korvetler; 1000-1500 ton aralığında ve düşük silah yüküne sahip Açık Deniz Karakol Gemisi olarak düşünülmüş lakin artan ihtiyaç ve gelecekte artacak olan tehditler ön görülerek proje “Denizaltı Savunma Harbi Korveti” olarak revize edilmiştir.
Türk savunma sanayii; MİLGEM Projesi ile adeta sıçrama yaşamış ve Türk Deniz Kuvvetleri, diğer kuvvetler arasında en çok yerlilik oranına sahip kuvvet niteliğine kavuşmuştur.
Mavi Vatan’da artan risk ve sismik araştırmaların güven içinde yapılması için modern gemilere ihtiyaç duyulduğu yadsınamaz bir gerçektir. Yüksek yerlilik oranı, düşük maliyet ve idame tutarları göz önüne alındığında Açık Deniz Karakol Gemisi talebinin neden oluştuğu daha iyi anlaşılacaktır.
“Açık Deniz Karakol Gemisi”
TCG İSTANBUL (F-515) Firkateyninin denize indiriliş töreninde açıklamalarda bulunan İstanbul Askeri Tersanesi Komutanı Tuğamiral Recep Erdinç Yetkin: “Sayın Cumhurbaşkanım; ilk bloğunu kaynak yaparak başlattığınız ve 29 adet bloğunu özenle bir araya getirerek kızımız olarak büyüttüğümüz, bundan sonra ‘İstanbul’ adıyla anılacak olan gemimizin diğer kız kardeşleri ile birlikte filotillasının sancak gemisi olarak Mavi Vatan’ımızda gururla dalgalandıracağına, Açık Deniz Karakol Gemisi, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ve Milli Denizaltı gibi projelerimiz için de birer ilham ve azim kaynağı olacağına inancımız tamdır.” ifadelerine yer vermişti.
Bu açıklama ile Açık Deniz Karakol Gemisi için çalışmaların başladığını 23 Ocak 2021 tarihinde ilk kez öğrenmiştik.
Geçtiğimiz günlerde ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait internet sitesinde “Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi” Başlığı altında şu açıklamalara yer verilmişti: “Türk Deniz Kuvvetlerinin artan harekat ihtiyacını karşılamak maksadıyla Açık Deniz Karakol Gemileri tedarik edilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Söz konusu gemiler MİLGEM Sınıfı korvetlerin devamı niteliğinde olup, dizaynı ihtiyaçlara göre tekrar yapılmıştır. Proje kapsamında, halihazırda gemi yapım sözleşmesi Kasım 2020 ayında imzalanmış olup, sözleşme kapsamında iki gemi inşa edilecektir. Gemiler Türk tersanelerinde inşa edilecek olup, 2024 yılında hizmete girmeleri planlanmaktadır.”
Açıklamada belirtilen “…MİLGEM Sınıfı Korvetlerin devamı niteliğinde olup, dizaynı ihtiyaçlara göre tekrar yapılmıştır.” cümlesinden, gemilerin kabuğunun ADA Sınıfı Korvet ile benzer olacağını lakin projenin bir Açık Deniz Karakol Gemisi olduğu için silah ve sensör yükünün ADA Sınıfına göre çok daha az olacağını ancak acil durumlarda birer korvete dönüştürülebilecek altyapıya sahip olacaklarının tahmininde bulunabiliriz.
“Açık deniz için OPV”
Halihazırda 16 adet Tuzla Sınıfı Karakol Botu, Türk Deniz Kuvvetleri tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Lakin Tuzla Sınıfının boyutları bakımından her türlü hava şartında ve açık denizlerde görev yapabilme olanağı kısıtlıdır. Bu bağlamda, Tuzla Sınıfı gemilerimiz büyük ölçekte kıyı savunmasında görev almaktadır. Zorlu hava şartlarında ve açık denizlerde tam kapasitede görev yapabilmek için daha büyük tonaja ve boyutlara sahip karakol gemilerinin hizmete alınması elzemdir. Bu bağlamda ADA Sınıfı üzerinden bu tipte bir geminin geliştirilmesi hem açık denizlere uygunluğu hem de kendisini Deniz Kuvvetleri’nin kullanımı ile kanıtlaması tetiklemiş olabilir. Ek olarak iki sistemin arasındaki benzerlik personel eğitimine ve bakım faaliyetlerine pozitif yansıyacağı tahmin edilmektedir.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com