Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği arasında 1957’den 1975’e kadar süren, resmî olmayan bir rekabet vardı. 1969 yılında ABD’li astronot Neil Armstrong aya ilk ayak basan kişi olunca Sovyetler’in önünde uzay yarışını sürdürmek için fazla seçenek kalmamıştı.
Ya Mars’a insan gönderecek ya da insanlı uzay istasyonları kuracaktı. Sovyetler daha ucuz ve mütevazı seçenek olan uzay istasyonları planını devreye soktu. Uzay istasyonu, uzay boşluğunda insanların konaklaması ve çalışması için hazırlanan platformlardır. Uzay istasyonları, yörüngede haftalarca, aylarca, hatta yıllarca kalmak üzere tasarlanırlar.
Sovyetler çalışmalarını tamamlayıp, 19 Nisan 1971’de ilk insanlı uzay istasyonu olan Salyut 1’i uzaya gönderdi. 6 Haziran 1971’de ilk mürettebat bir kapsül içinde istasyona ulaştı.
Sovyetler başarılı ilk projenin ardından, 1980’lere kadar yörüngeye 7 tane Salyut istasyonu gönderdi. Bu istasyonlar basit, ucuz, ancak etkili ve güvenli uzay platformları olarak hizmet verdi. Salyut’lara 30’dan fazla uzay uçuşu yapan, 70’ten fazla mürettebat gitti. Bu uçuşlarda uzayın insan organizmasına etkileri üzerine değerli bilgiler ve tecrübeler edindiler, uzayda kalma rekorları kırdılar.