İSTANBUL`UN İHTİYACI GERÇEKÇİ VE TÜM VATANDAŞLARIMIZ İÇİN
UYGULANABİLİR AFET PLANLAMASIDIR
Kamuoyuna yansıyan haberlere göre, İçişleri Bakanlığı`nın koordinasyonunda İstanbul Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı, AFAD ve diğer kamu kurumları tarafından hazırlanan Deprem Eylem Planında İstanbulluların, belirlenen noktalarda bekleyen gemilere taşınacağı yer aldı. Buna göre, deprem sonrası kara yoluyla altı tahliye noktasına ulaşacak İstanbullular, buralardan deniz araçları vasıtasıyla açıkta bekleyen gemilere taşınacak. Aynı şekilde demiryolu ve hava yoluyla da tahliye için kullanılacak.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak hem bu haberlere hem de afet sonrası planlamaya ilişkin görüşlerimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyduk.
İstanbul 20 milyonluk bir kenttir. Mevcut yapı stokunun yarısından fazlası deprem güvenliğinden yoksundur. Bunun anlamı ise açıktır. Nüfusun büyük bir bölümü depremden doğrudan etkilenecektir. İstanbul`da kent içi ulaşım sorunludur. Altyapı sorunları günlük hayatı olumsuz etkileyecek derecededir. Deprem toplanma alanları ya yoktur ya yetersizdir.
Afet eylem planının bütünlük arz eden, gerçekçi ve uygulanabilir çözümler üreten bir anlayışla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Eylem planlarında afet bölgesinden tahliye tabii ki yer almaktadır. Ancak her kentin durumuna uygun planlama geliştirilmesi şarttır. Küçük bir kent için hayata geçirilebilecek deniz, demir ve hava yolları ile tahliyenin, 20 milyonluk bir kent için uygulanabilir olmadığını vurgulamak bile gerekmemektedir.
Oluşturulan koordinasyon öncelikle mevcut yapı stokunun deprem güvenlikli hale nasıl getirileceğine dair planlama yapmalıdır. Yine kent içi ulaşımın, iletişimin afet sorasında aksamaması doğrultusundaki çalışmalara hız vermeli, aynı şekilde deprem toplanma alanlarını hazır hale getirmelidir. Hiç şüphe yok ki, deprem toplanma alanları oluşturmak, milyonları gemilere taşımaktan daha gerçekçi olacaktır. 20 milyonluk bir kentte tahliye öncelikle sağlık sorunu yaşayanlar için hayata geçirilebilir. Bu yönde bir planlama mutlaka yapılmalıdır. Kaldı ki kent içi ulaşımın kilitleneceği, çöken binaların sokakları ve caddeleri tamamen kapatacağı bilinmektedir. Milyonlarca insanın tahliye noktalarına ulaşması bu açından da mümkün değildir.
İstanbul`un temel sorunu binalarının deprem güvenlikli hale getirilmesidir. Bu başarıldığı oranda, vatandaşlarımız depremden daha az etkilenecek, tahliye de dahil diğer afet eylemleri gerçekleşme şansı bulacaktır. Ne yazık ki 10 milyonluk bir nüfusun ağır bir sonuçla karşı karşıya kalması pek çok planın hayata geçmemesi, kâğıt üzerinde kalması sonucunu doğuracaktır.
Depreme hazırlığın ulusal bir seferberlikle ele alınması zorunludur. Merkezi yönetim, yerel yönetim, meslek odaları ve vatandaş işbirliği ile binaların en kısa zamanda yenilenmesi, deprem güvenliğinin sağlanması ve doğal olarak depremden etkilenecek nüfusun azaltılması ertelenemez bir sorumluluktur.
İstanbul`un bütünlüklü, gerçekçi ve uygulanabilir afet eylem planlamasına ihtiyacı bulunmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak bu doğrultuda başlatılacak çalışmalara bilgi birikimimizle katkı vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz.