Ataköy sahili için valiliğin belirlediği kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğuyla ilgili kesinleşmiş yargı kararın düzeltilmesi için İstanbul Valiliği, TOKİ ve müdahil davalılar Özyazıcı İnşaat, Karadeniz Örme Sanayi ve Tavros Otelcilik’in yaptığı başvuru reddedildi.
Danıştay 6’ncı Dairesi, kararında mahkeme kararına karşı süresi içerisinde temyiz yoluna başvurulmadığını ve bu nedenle kararın kesinleştiğini belirtti. Karar düzeltmenin ancak haklılık durumuna göre temyiz yoluna gidildikten sonra başvurulabilecek bir kanun yolu olduğu da kaydedildi. Daire’nin söz konusu kararıyla Ataköy kıyı çizgisinin hatalı olduğuna ilişkin İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 11 Temmuz 2017’de verdiği iptal kararı da kesinleşmiş oldu.
Ne olmuştu?
Ataköy 1’inci Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği, Bakırköy ilçesinde bulunan Ataköy sahilindeki yapılaşmalara inşaat ruhsatları verilirken dayanak gösterilen, İstanbul Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından 2004’te belirlenen kıyı kenar çizgisiyle ilgili 2010’da dava açmıştı. Dernek, dava dilekçesinde kıyı kenar çizgisinin bilimsel ölçütlere dayanılmadan yanlış belirlendiğini ve kamuya açıldığını, Ataköy sahiline inen beton bloklara kuralsız ve kıyıyı kapatacak bir biçimde izin verilmesi sonucunu doğurduğunu belirterek iptalini talep etmişti. Mimarlar Odası da davaya müdahil olmuştu.
Dava kapsamında İstanbul Üniversitesi’nce kıyı kenar çizgisiyle ilgili bir bilimsel rapor da hazırlanmıştı. Raporda “yeni kıyı kenar çizgisi bilimsel verilere dayanmadığından ilgili bakanlık komisyonlarınca bilimsel yöntemlere göre yeniden çizilmesinin gerektiği tespiti yapılmıştır.” denilmişti.
Söz konusu rapora karşın İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi de yeni kıyı kenar çizgisine zamanında itiraz edilmediği gerekçesiyle davayı reddetmişti. Ancak Danıştay 14’üncü Dairesi, 23 Aralık 2015’te kararı bozarak mahkemeye geri göndermişti. Dosyayı yeniden görüşen İstanbul 9’uncu İdare Mahkemesi, 30 Haziran 2017’de dava konusu işlemin iptaline karar vermişti. Kararda, Valilikçe oluşturulacak komisyon tarafından inceleme ve gerekli tespitler yapıldıktan sonra bunun sonucuna göre ilgili mevzuatta belirtilen yasal prosedür uygulanmak suretiyle işlem tesisi gerekirken bu yola başvurulmaksızın işlem tesis edildiği ve bunda hukuka uyarlık görülmediği belirtilmişti. Danıştay 6’ncı Dairesi de bu kararı 26 Şubat 2020’de onamıştı.