İddianamede, “Sanıkların, Emrah Apartmanı’nı, yapıldığı döneme ait mevzuata, yapı tekniğine ve mesleklerinin gerektirdiği kurallara uygun olarak yapmadıkları, kusurlu eylemleri sonucunda ölüm ve yaralanmaların meydana geldiği görülmektedir.” denildi.
İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 30 kişinin hayatını kaybettiği Emrah Apartmanı’na ilişkin iddianamede, bina fenni mesulü, sürveyan ile bina müteahhidi 3 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla dava açıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Bayraklı ilçesindeki Emrah Apartmanı’nın depremde tamamen yıkıldığı ve binada 30 kişinin öldüğü, 8 kişinin yaralandığı belirtildi.
İddianamede, Dokuz Eylül ve İstanbul Teknik üniversitelerinden öğretim üyelerinin katılımıyla oluşturulan 7 kişilik bilirkişi heyetinin raporuna da yer verildi.
Söz konusu apartmandan alınan beton karot numunelerinin deney sonuçlarına göre betonarme projedeki beton dayanım sınıfının sağlanamadığı belirtilen raporda, “Emrah Apartmanı’nın, projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik nedeniyle yıkılmış olduğu.” görüşüne yer verildi.
İddianamede, binanın statik hesabında bazı perdelerdeki boyuna donatı seçimlerinin yetersizliği ile deprem yükü hesaplarının, etriye hesaplarının, bina yer değiştirme hesaplarının Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik-1975 hükümlerine uygun yapılmaması nedeniyle statik proje müellifi ve statik-betonarme projesine onay veren mercilerin sorumlu olduğu kaydedildi.
Mevcut beton mukavemetinin statik projede öngörülen beton sınıfını sağlamaması ve tespit yapılan bazı elemanlardaki etriye aralıklarının betonarme uygulama projesindeki etriye aralıklarına uymaması nedeni ile bina fenni mesulü, sürveyan, bina müteahhidinin sorumlu olduğu iddianamede belirtildi.
İddianamede, şüphelilerin savunmalarında suçlamaları reddettikleri, sanık H.U’nun savunmasında müteahhit olmadığını beyan ettiği ancak yapılan araştırmalar neticesinde bina müteahhidi olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.
İddianamenin sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“İzmir’in 1. dereceden deprem bölgesi içerisinde bulunuyor olması hususları göz önüne alındığında, şüphelilerin mevzuata ve yapı tekniğine aykırı şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerinin sonuçlarını öngördükleri, bu durumu öngördükleri halde deprem sonrası tamamen yıkılan Emrah Apartmanı’nı, yapıldığı döneme ait mevzuata, yapı tekniğine ve mesleklerinin gerektirdiği kurallara uygun olarak yapmadıkları, plan ve projenin hazırlanmasında statik hesapların yapılmasında hatalarının bulunduğu, plan ve projeye uygun kalite ve gerekli, yeterli malzemeleri kullanmadıkları, şüphelilerin kusurlu eylemleri sonucunda ölüm ve yaralanmaların meydana geldiği görülmektedir.”
Şüphelilerin inkara yönelen ve bilimsel verilerle örtüşmeyen savunmalarına başsavcılıkça itibar edilmediği vurgulanan iddianamede, kamu görevlileri ve İzmir İnşaat Mühendisleri Odası görevlilerine ilişkin dosyanın ise Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında ayrılarak Memur Suçları Soruşturma Bürosuna gönderildiği kaydedildi.
Sanıkların yargılanmasına 29 Kasım’da başlanacak.
AA