EN YENİLER
Milli hava platformları Türk mühendislerine emanet
Bayraktar TB3 SİHA, 9'uncu test uçuşunu tamamladı
Türkiye'nin savunma sanayisindeki son durumu
Milli Helikopter Yakalama ve Transfer Sistemi KUŞKAPANI Kabul Testlerini Tamamladı
Savunma Sanayii için Eğitim Kurumu Örnekleri Geliyor
Türkiye'nin Güneş Paneli Üretimindeki Sıradaki Hedefi İkincilik

Jeofizik mühendislerinden 17 Ağustos açıklaması

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 22 inci yıl dönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamanın tamamı şöyle:

17 Ağustos 1999 tarihinde, son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadık. O günün sabahı yerel saatle 03:02`de Kocaeli/Gölcük merkezli Richter ölçeğine göre 7.4 Mw büyüklüğünde, yaklaşık olarak 45 saniye devam eden deprem büyük bir afet ortaya çıkardı. Binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık mal kaybına neden oldu. Depremden sağ kurtulanlara ise ömür boyu unutamayacakları bir acı bıraktı. Ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi.

Bu deprem; gerek büyüklük, gerek şiddet, gerekse sebep olduğu can ve mal kaybı ile son yüzyılın en büyük bir doğa olayı ve Türkiye`nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir.

Türkiye aktif bir deprem kuşağı üstünde bulunmaktadır. Ülke topraklarının, sanayisinin ve barajlarının büyük bir kısmı deprem kuşağı içinde yer almaktadır. Bir doğa olayı olan depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacaktır.

Sadece 2020 yılında 5 ve üzeri büyüklükte meydana gelen; 24 Ocak, aletsel büyüklüğü 6.8 (Mw) olan Elazığ-Sivrice Depremi, 18 Şubat, aletsel büyüklüğü 5.2 (Mw) olan Manisa-Kırkağaç Depremi, 23 Şubat, aletsel büyüklüğü 5.9 (Mw) olan Van İran-Hoy Depremi, 14 Haziran, aletsel büyüklüğü 5.7 (Mw) olan Bingöl-Karlıova Depremi, 25 Haziran, aletsel büyüklüğü 5.4 (Mw) olan Van-Saray Depremi, 26 Haziran, aletsel büyüklüğü 5.5 (Mw) olan Manisa-Saruhanlı Depremi, 26 Haziran, aletsel büyüklüğü 5.3 (Mw) olan Manisa-Akhisar Depremi, 28 Haziran, aletsel büyüklüğü 5.2 (Mw) olan Marmaris Depremi, 04 Ağustos, aletsel büyüklüğü 5.7 (Mw) olan Malatya-Pütürge Depremi ve  30 Ekim, aletsel büyüklüğü 6.9 (Mw) olan İzmir Seferihisar Depremi ülkemizin deprem gerçeğini ortaya koymaktadır.

Dünyanın en tehlikeli kırık hatlarından biri olarak kabul edilen Kuzey Anadolu Fay hattı, Bingöl-Karlıova ilçesinden başlayıp Marmara Denizine uzanmakta oradan da Yunanistan`a geçmektedir. Kuzey Anadolu Fay hattının ürettiği tarihsel depremlere baktığımızda yaklaşık 250 dönemlere denk gelen ve büyüklüğü 7 ve üzeri olan depremlerin olduğu görülmektedir. İstanbul`da meydan gelen  1509 yılı depremi ile 1766 yılında yaşanan deprem arasında 257 yıllık bir dönem bulunmaktadır. Bu verilere göre İstanbul`da 7 ve üzeri bir depremin olma olasılığını bilim insanları %63 olarak öngörmektedir.

Bu nedenle başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere ülkemizdeki mevcut yapı stoku taranıp riskli binalar tespit edilmelidir. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır.

 3194 Sayılı İmar Kanununun 8. Maddesine eklenen 1ı) bendi ile rapor onay vizeleri kaldırılarak Meslek Odalarının denetleme yetkisi kaldırılmıştır. Bu değişiklik; mühendislik hizmetlerinin mesleki ve teknik esaslara ve ülke yararı doğrultusunda verilmesini engelleyici bir düzenlemedir. Kamu yararı açısından Odaların mesleki denetimini kaldıran bu değişikliğin düzeltilmesi kamu yararınadır.

Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Bu parametreler Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır. Depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır.

Yapı ruhsatlarına esas zemin ve temel etüt raporlarının kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde kontrolü/takibi belediyelerde çalışan Jeofizik Mühendisleri tarafından yapılmaktadır. Ancak belediyelerde yeterli miktarda Jeofizik Mühendisi bulunmadığından, raporların doğru ve tam denetimi yapılamamaktadır. Telafisi mümkün olmayan deprem zararların önlenmesi için her belediyede en az bir jeofizik Mühendisi istihdam edilmesi kamu yararınadır.

Bir doğa olayı olan deprem ve afetlerin en az zararla atlatılmasının bir bileşeni yer seçimi, yapı tasarımı ve  üretimi aşamalarında mühendislik biliminin gerekleri ve denetimi tam olarak yerine getirilmesidir. Diğer önemli bileşeni ise eğitimdir. Toplumun her kesimini içine alacak şekilde insanlarımız, deprem ve doğal afetler öncesinde ve sonrasında yapılması gereken hususlar hakkında bilinçlendirilmelidir.

Deprem, doğal bir olaydır. Deprem oluşumu önlenemez  ve engellenemez. Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için, mühendislik bilimine uygun, bilime ve bilgiye dayalı olarak sağlam zeminlerde sağlam binalar yapılmalıdır.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Saygılarımızla, 

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XVIII. DÖNEM YÖNETİM KURULU

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
deprem
İzmir Depremi'nin Bilançosu
GES
GES Projeleri İçin Geoteknik Raporun Hazırlanmasına İlişkin Özel Teknik Şartname Önerisi
nükleer
Nükleer Güç Santralleri ve Nükleer Teknoloji
izmirss
Unutulan Proje: RADIUS
1424653
TOGG, Batarya Modülü İçin Farasis İle Anlaştı
DCIM100MEDIADJI_0168.JPG
Alsancak Limanı'nda Ro-Ro Operasyonları Yeniden Başladı
Ekran Alıntısı
"Depreme Karşı Tekiz" Girişiminden 7 Maddelik Eylem Planı
D_giKQnWsAIPARD
Türkiye'nin İhtiyacı Yassı Çelik Üretimi Hakkında Öneriler
FARM-2048x1263
Organik Tarım Uydurması
thumbs_b_c_e428879bb34d1f9546287414ad1e9f7f
Kıyı Emniyetinin İlk Kadın Römorkör Kaptanı, Dümeni Başında
röpdeneme2
Prof. Dr. Sencer İmer ile Türkiye'de Demir - Çelik Sanayisinin Değerlendirmesi
thumbs_b_c_edf5aed117b870772be9ac2eff6dbd14
Türkiye’nin Mühendis Kızları Geleceği Aydınlatacak