EN YENİLER
Milli hava platformları Türk mühendislerine emanet
Bayraktar TB3 SİHA, 9'uncu test uçuşunu tamamladı
Türkiye'nin savunma sanayisindeki son durumu
Milli Helikopter Yakalama ve Transfer Sistemi KUŞKAPANI Kabul Testlerini Tamamladı
Savunma Sanayii için Eğitim Kurumu Örnekleri Geliyor
Türkiye'nin Güneş Paneli Üretimindeki Sıradaki Hedefi İkincilik

Küresel İklim Değişikliği ve Şehirlerimizde Yeşil Altyapı Çözümleri-1

“Her şeyin prensibi sudur;

Her şey sudan gelir ve tekrar suya döner.”  Thales

Küresel iklim değişikliği, fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazı birikimlerindeki hızlı artışın doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda Yerkürenin ortalama yüzey sıcaklıklarındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade etmektedir1. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde iklim değişikliği, “karşılaştırılabilir bir zaman döneminde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik” biçiminde tanımlanmaktadır.

İlk olarak İngiltere’de ortaya çıkan, devamında Batı AvrupaKuzey Amerika ve Japonya‘ya sıçramış ve ivmelenerek bütün dünyaya yayılmış olan Sanayi/Endüstri Devrimi sonrası kentlerde hızlı nüfus yığılmalarına sebep olmuş, (1920’lerde ABD’de nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyordu) tarım (aynı büyüklükte ekilebilir toprak daha fazla insanı besleyebilir hale gelmiş) ve sanayi (şehir sanayisi tarım sektörü dışındaki insanlara istihdam sağlayarak daha fazla insanı besleyebilir duruma gelmiş) makineleşmiş (foto 1), sermaye birikimi artmış ve toplamda 1750’li yıllardan itibaren, hız kazanan insan faaliyetleri etkisiyle atmosferin kompozisyonu değişmeye başlamış ve sera gazı emisyonları artış göstermiştir.

Sera Gazı Etkisi

En önemli sera gazı olan CO2`nin (karbondioksit) atmosferdeki birikimi sanayi öncesi dönemde yaklaşık 280 ppm’den (milyonda bir parçacık) Mart 2018’de 407,96 ppm’e yükselmiştir. Sanayi öncesi dönemde yaklaşık 715 ppb (milyarda bir parçacık) olan CH4 (Metan) birikimi, 2017 yılı sonunda 1859 ppb’e çıkmıştır. Küresel atmosferik N2O (Diazotmonoksit) birikimi sanayi öncesi dönemde yaklaşık 270 ppb düzeyindeyken 2017 yılında 330 ppb’ye çıkmıştır1. Sera gazlarının dağılım oranları tablo 1’de sunulmuştur.

Sera GazıSera Gazları İçerisindeki Yaklaşık Bulunma Oranı
Karbondioksit (CO2)% 72
Metan (CH4)% 19
Diazotmonoksit (N2O)% 6
Florlu Gazlar Hidro-floro-karbonlar (HFCs)Perfloro-karbonlar (PFCs)Sülfür hegza florür (SF6)% 3

Tablo 1. Sera gazlarının bulunma oranları

Atmosfer, bir sera gibi çalışır ve yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının % 50’ye yakını yeryüzünden yansır. Atmosferimiz, 1997’de imzalanan ve 2005 yılında yürürlüğe girebilmiş olan Kyoto Protokolü’nde sera gazı olarak da nitelendirilen karbondioksit (CO2), Metan (CH4), Diazotmonooksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs), Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfürhekza florid (SF6), ozon (O3) vb. gazlar sayesinde yeryüzünden yansıyan güneş ışınlarının bir kısmını tekrar yeryüzüne gönderir. Bir battaniye işlevi gören sera gazları sayesinde yeryüzündeki ortalama sıcaklık; insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hayatını sürdürmesine imkân verecek bir ısı düzeyini, 15°C’ yi yakalar. Sera gazları olmasaydı, yeryüzünün ortalama sıcaklığı -18°C civarında olurdu. Sera gazlarının bu doğal etkisine “sera gazı etkisi” adı verilir.

Enerji üretimi, ısınma ve ulaşım gibi “yakmaya” dayanan insan faaliyetleri atmosferde CO2 ve diğer “sera gazlarının” birikimine; bunlar da yeryüzünün ısısını hapsederek küresel ısınmaya yol açmaktadır. Bu olgunun sonuçları; kutuplardaki ve yüksek irtifalardaki buzulların erimesiyle, deniz seviyesinin yükselmesi (bazı ülkelerin sular altında kalması), ani ısı değişimleri sonucu kasırgalar, seller veya aşırı kuraklık, bitki, hayvan ve bakteri türlerinin yok olmasıdır. Bu sonuçlar kendini göstermeye başlamıştır 4.

 Ülkemiz; iklim değişikliğinin çok ciddi çevresel ve sosyal ekonomik sonuçlara yol açabilecek, hatta ülkelerin güvenliğini tehdit edebilecek boyutta, çok yönlü̈ ve karmaşık bir sorun olduğu ve bunların sebep olacağı etkilerin gelecek nesillerin yaşamını tehdit eden en önemli sınamalardan biri haline geldiği bilinciyle, iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında uluslararası işbirliğinin öneminin farkındadır. Bu çerçevede; iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik küresel çabalara kendi özel şartları ve imkânları çerçevesinde katkıda bulunmak maksadıyla “Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi”ni hazırlamıştır4. Bu strateji belgesi ile Ülkemiz, “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin” temel ilkelerinden biri olan “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” çerçevesinde küresel iklim değişikliği ile mücadele çabalarına imkanları ölçüsünde katkıda bulunmayı bir hedef olarak belirlemekte; ulusal azaltım, uyum, teknoloji, finansman ve kapasite oluşturma politikalarını ortaya koymaktadır.

“Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Dördüncü Değerlendirme Raporu’na” göre Ülkemiz, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenecek bölgeler arasında bulunan Akdeniz Havzası’nda yer almaktadır5.

Strateji Belgesinde; Ülkemizin iklim değişikliği kapsamındaki ulusal vizyonu; iklim değişikliği politikalarını kalkınma politikalarıyla entegre etmiş, enerji verimliliğini yaygınlaştırmış, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırmış, iklim değişikliğiyle mücadeleye özel şartları çerçevesinde aktif katılım sağlayan ve yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olmaktır.

https://iklim.csb.gov.tr/strateji-belgeleri-i-305 linki ile Ülkemizin İkim Değişikliği Strateji Belgelerine ulaşmanız mümkündür.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) iklim değişikliğinin gelecekte ülkemizi nasıl etkileyeceğini ortaya koyabilmek için 2016-2099 dönemi için 3 farklı küresel model ile iklim projeksiyonları geliştirmiştir.

https://mgm.gov.tr/iklim/iklim-degisikligi.aspx?s=projeksiyonlar linkine tıklayarak MGM’nün Ülkemiz için iklim projeksiyonlarının ayrıntılarını görmek mümkündür.

Sera gazlarını % 13’ü ulaşım, %14’u tarım, %19’si sanayi, %17 orman, %3 atık-kirli su, %8’u ticaret sektörü-konut ve %26’si enerji kullanımı kaynaklıdır (Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC), 2007).

Fosil yakıtlar insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağıdır. Çimento üretimi karbondioksit, tarım ve katı atık düzenli depolama sahaları metan gazı salmaktadır. Gübre kullanımı ve naylon üretimi, diazotmonoksit ve buzdolabı ile klimalar florine sera gazı emisyonlarını artırmaktadır. Arazi kullanımı değişiklikleri de iklim sistemini önemli ölçüde etkilemektedir. Tarım amaçlı kullanım için arazi açılması, koyu renkli yüzeyin miktarını artırmakta ve sonuç olarak gelen güneş radyasyonu yansımaktan çok emilmektedir. Arazi açılması ayrıca, ormanların tahrip edilmesi nedeniyle, karbondioksiti tutan ve depolayan ağaç ve bitkilerin azalması anlamına gelmektedir. Çölleştirme, atmosfere geçen toz miktarında artışa neden olması dolayısıyla güneşten yerküre yüzeyine gelen enerjiyi azaltarak küresel ısınmayı yavaşlatan bir etkiye sahip olabilmektedir. Şehirleşme, şehir ısı adalarının, yani şehirlerde çevrelerine göre daha sıcak alanların oluşmasına yol açmaktadır1.

Şehirler, iklim değişikliğinin neden olduğu etkilerin en yoğun hissedildiği alanlardır. Bu etkiler şehirlerimizdeki ısı etkisinin artması, hava kirliliği, sıcak hava dalgaları ve su kıtlığı yaşanması, yağış rejiminin değişmesi, kurak gün sayısının artması, yağmur sularının sel ya da taşkınlara neden olması şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Sera Gazlarını Azaltmak Amaçlı Neler Yapabiliriz?

Sera Gazını azaltmaktan amaç, sera gazı etkisi yapan emisyon miktarlarının azaltılması ile mümkündür. Sera gazı emisyonunu azaltmak için temel başlıkları şu şekilde sıralayabiliriz: Sanayide uygun sektörler için ve yerel ihtiyaçlarda yenilenebilir enerji kaynaklarının (Güneş enerji santrali (arazi veya çatı), Rüzgar, Biyogaz vb) kullanımının teşvik edilmesi,

  • Enerji yoğun sanayi tesisleri için sera gazı emisyon sınırlaması ile ilgili çalışmalar yapılması,
  • Ulaşımda yakıt yoğun taşımacılıktan yakıt az yoğun taşımacılığın önü açılması (bisiklet ve elektrikli araç kullanımı, bisiklet yolu imalatlarının arttırılması, scooter kullanımı (son dönemde şehirlerimizde gelişen))
  • Biyogaz tesislerinin arttırılması,
  • Değerlendirilebilir atıkların geri kazanımı ile ilgili entegre bir yönetim sistemi oluşturulması ve bu konuda sanayileşmenin önünün açılması
  • Emisyon değerleri düşük taşıtlar ve deniz araçları teşvik edilmesi,
  • Sulak alanlar koruma altına alınması,
  • Ağaçlandırmış alanların (yeşil koridorlar vb) arttırılması,
  • Gölet projelerinin artırılması ve sadece proje aşamasında kalmayıp gerekli imalatların yapılması,
  • Şehirlerde yeşil alanların artırılması (dikey bahçeler, yeşil koridorlar, teras bahçeler vb),
  • Enerji verimliliği düşük ısıtma, soğutma ve mutfak aletlerinin kullanımına kademeli olarak son verilmesi,
  • Enerjiyi verimli kullanan aletler ve ekipmanlar teşvik edilmesi,
  • Atıksu Arıtma tesislerinin arttırılması,
  • Sel taşkın önlemeye dönük yeşil altyapı ile su yönetimi (geçirimli beton ve kaplamalar, yağmur hendekleri vb) konusunda yasal düzenlemelerin yapılması,
  • İmar mevzuatında yeşil altyapı zorunluluklarının getirilmesi,

İklim değişikliği ile mücadelede birçok sektörü ilgilendiren mücadele alanları mevcuttur. Şehirlerimizde yeşil altyapı çözümleri genel başlığı altında toplanabilecek olan bunların başında belki de “yeşil altyapı ile su yönetimi” gelmektedir. Tüm bu alanları ilgilendiren çözümleri sırayla ele almak gerekiyor.

Devam edeceğiz…

“Gerçek hayatta olduğu gibi, karmaşık mühendislik tasarımları pragmatik bir yaklaşım gerektirir”  Haresh Sippy

KAYNAKLAR

1https://mgm.gov.tr/iklim/iklim-degisikligi.aspx

2Watt steam engine image: located in the lobby of into the Superior Technical School of Industrial Engineers of a the UPM (Madrid)

31877 or earlier, republished by University of Strathclyde project – http://victoria.cdlr.strath.ac.uk/browseTimeline.php?group=&year1=&year2= Steelvorks at Barrow in Furness, 1877

4https://www.ilbank.gov.tr/dosyalar/yenilenebilir-enerji/221

5https://iklim.csb.gov.tr/strateji-belgeleri-i-305

https://www.haber7.com/guncel/haber/2227197-1071-malazgirt-bulvarindaki-gecekondu-kaldirildi

http://www.orbitenerji.com/tum-referanslar

https://www.enerjiatlasi.com/biyogaz/afyon-biyogaz-enerji-santrali.html

http://www.caliskanpeyzaj.com/cati-ve-teras-bahceleri/

https://kahramanmaras.bel.tr/proje/kahramanmaras-atiksu-aritma-tesisi

https://www.geopaveco.com/insaat/gecirimli-beton

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
deprem
İzmir Depremi'nin Bilançosu
GES
GES Projeleri İçin Geoteknik Raporun Hazırlanmasına İlişkin Özel Teknik Şartname Önerisi
nükleer
Nükleer Güç Santralleri ve Nükleer Teknoloji
izmirss
Unutulan Proje: RADIUS
1424653
TOGG, Batarya Modülü İçin Farasis İle Anlaştı
DCIM100MEDIADJI_0168.JPG
Alsancak Limanı'nda Ro-Ro Operasyonları Yeniden Başladı
Ekran Alıntısı
"Depreme Karşı Tekiz" Girişiminden 7 Maddelik Eylem Planı
D_giKQnWsAIPARD
Türkiye'nin İhtiyacı Yassı Çelik Üretimi Hakkında Öneriler
FARM-2048x1263
Organik Tarım Uydurması
thumbs_b_c_e428879bb34d1f9546287414ad1e9f7f
Kıyı Emniyetinin İlk Kadın Römorkör Kaptanı, Dümeni Başında
röpdeneme2
Prof. Dr. Sencer İmer ile Türkiye'de Demir - Çelik Sanayisinin Değerlendirmesi
thumbs_b_c_edf5aed117b870772be9ac2eff6dbd14
Türkiye’nin Mühendis Kızları Geleceği Aydınlatacak