‘Tarım raporu bizleri yaklaşan büyük tehlikeye karşı uyarmaktadır.’ diyen MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, enflasyonu çözmek için üretimi artırmak dışında bir seçeneğin olmadığını söyledi.
MÜSİAD, “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği” raporunu açıkladı. Raporda, geleceğe yönelik öneri ve stratejilere yer verildi ve Türkiye’nin, dünyada milli üretim yapan sayılı ülkeler konumuna erişmesi hedeflendi. Sonuç kısmında 23 başlıkta öneriler yer aldı.
Toplantıda konuşan MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, 500 sayfalık çalışmada, sadece Türk tarım sektörünün mevcut durumunun ele alınmadığını, geleceğe yönelik stratejinin de çizildiğini ifade etti.
“Öncelikli hedefimiz kendi kendine yeten bir ülke konumuna erişmek olmalıdır.” diyen MÜSİAD Başkanı, daha önce yaptığı, “Paranın satın aldığı, para ve şişen türev piyasalar gerçeği üretimin önemini bize hatırlatmaktadır” tespitini hatırlattı.
ÇİFTÇİ MALİYET YÜZÜNDEN KÜSTÜRÜLMESİN
Bir ülkenin parasal gücünü, o ülkenin yatırım ve üretim gücünün belirleyeceğini kaydeden MÜSİAD Başkanı, “Finansal sistem üzerinden oluşturulan politikalar, ülkenin sorunlarını çözmekte yetersiz.
Bugün enflasyon tüm dünyanın ortak sorunu olmaya aday. Kendi kendine yetebilmekten uzak ülkeler, dışa bağımlılığı sürdürmek peşindeler. Pek çok ülke taşıma suyla değirmen döndürmektedir.” dedi. “Tarım raporu bizleri yaklaşan büyük tehlikeye karşı uyarmaktadır.” ifadelerini kullanan Abdurrahman Kaan, “Çiftçileri üretim maliyetleri yüzünden küstürmememiz, alım fiyatları ile desteklememiz şart. Enflasyonu çözmek için üretim haricinde bir çözüm yok.” diye konuştu.
KÜRESEL ODAKLARA DİKKAT ÇEKTİ
Şehir standartlarında bir yaşam, kırsal nüfus için de sağlanabilirse üretim için en azından istihdam sorununun çözülmüş olacağını kaydeden MÜSİAD Başkanı, ziraat fakültelerinin kalitesinin artırılması ve tarım meslek liselerinin de yaygınlaşmasını önerdi.
Tarım ve hayvancılık konusunda küresel güç odaklarına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Kaan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım ve hayvancılık bu kadar hayati bir noktada yaşamımıza dokunsa da maalesef küresel güç odaklarının ve çok uluslu firmaların merkezkaçında devam etmektedir. Onların üretime bu denli müdahil olmaları hem gıda kalitesini düşürerek karlılık karşısında maalesef yeni yüzyılın hastalıklarını tetiklemekte, hem de en önemlisi evlatlarımızın sağlığı ile oynamaktadır. Bu nedenle kendi sofrasına geleni bizzat kendisi üretemeyen ülke kaybetmeye mahkûmdur.”
AYDINLIK
