EN YENİLER
"5 ARALIK DÜNYA MÜHENDİSLER GÜNÜ" ŞEKLİNDE ÖZEL BİR GÜN YOKTUR!
Milli hava platformları Türk mühendislerine emanet
Bayraktar TB3 SİHA, 9'uncu test uçuşunu tamamladı
Türkiye'nin savunma sanayisindeki son durumu
Milli Helikopter Yakalama ve Transfer Sistemi KUŞKAPANI Kabul Testlerini Tamamladı
Savunma Sanayii için Eğitim Kurumu Örnekleri Geliyor

Prof. Dr. Hasan Sözbilir: Deprem fırtınası yaşanabilir

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Muğla’nın Datça ilçesinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 5.3 büyüklüğündeki depremle ilgili, “Bu bölgede depremlerin bitme olasılığı yok. Deprem fırtınasına dönecek deprem yoğunluğu var” dedi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, bugün saat 01.14’te Ege Denizi’nde, Muğla’nın Datça ilçesi açıklarında 5.3 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Deniz yüzeyinin 11,40 kilometre derinliğindeki depremin merkez üssünün Datça’ya yaklaşık 40 kilometre mesafede olduğu belirlendi. Bu sarsıntılar yeniden tedirginlik yarattı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi’ndeki bu depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Datça açıklarında meydana gelen 5.3’lük bu depremin İzmir ve İstanbul’daki olası depremlerle bağlantısına değindi.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Bizim Güney kıyılarımızda Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir, Çanakkale gibi kıyı şehirlerimizde şehirlerin içinden geçen çok sayıda fay var. 30 Ekim’deki depremde olduğu gibi denizdeki faylarla bağlantılı olduğu için denizdeki faylardan da etkilenme niteliği var. Bu bölgede tsunami tehlikesi de var. Bunlarla ilgili kent ölçeğinde master planların yapılması gerekiyor. En fazla etkilenecek bölgeye göre kentsel dönüşüm planları yapıp depreme, sele, taşkına, heyelana dayanıklı alan niteliğinde değerlendirmek gerekiyor” dedi.

“Hem aktif volkanlar hem de genç faylar var”

Bölgede yaklaşık 1 yıldır sürekli 4 ve 5 büyüklüğünde deprem olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, “Bölgede çok sayıda fay var. Büyük ölçekli fay var ve jeolojik anlamda Güneyi Afrika levhası, Kuzeyi Anadolu levhası kabul ediliyor. Bu fayın tarihsel dönemlerde 8’e varan depremler ürettiğini biliyoruz. Bu fay deprem ürettiğinde bizim Güney ve Batı kıyılarımızda geçmişte tsunami oluşmuş. Zamanı belli değil ancak bu fay gelecekte de deprem üretecek. Şu anda bu fayın üstünde gelişen daha küçük ölçekli faylar deprem üretiyor. Gökova Körfezi’nde deprem yoğunluğu var. Bu faylar Gökova Körfezi’ndeki, Rodos ve Kos Adası’ndaki faylarla bağlantılı faylar. Birbirini tetikleyecek şekilde deprem üretiyor. Deprem fırtınasına dönecek şekilde deprem yoğunluğu var. Bu bölgede bulunan yay şeklindeki adaların büyük çoğunluğu aktif volkanik adalar. Hem volkanik anlamda aktif volkanların bulunduğu bölge hem de genç fayların çok sayıda yer aldığı bölge. Dolayısıyla burası deprem fırtınasının çok fazla gerçekleştiği yer. Bu bölgede depremlerin bitme olasılığı yok. Sürekli birbirine aktaracak şekilde deprem oluyor. Dünya genelinde bugüne kadar yapılan çalışmalar bu tür bölgelerde depremlerin çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Hem volkanik aktivite hem de diri fayların varlığı deprem fırtınası şekilde deprem üreteceği anlamına geliyor” diye konuştu.

“Yerleşim yerinden geçen fay deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur”

2017 öncesinde de aynı bölgede çok sayıda deprem olduğunu ancak Türkiye ölçeğinde son 1 yıl içinde depremlerde yüzde 40’ın üzerinde artış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Bu da Afrika ve Anadolu levhasının belli ölçekte yakınlaşması anlamına geliyor. Bölgedeki sismik aktivite yüzde 40 oranında artmış durumda. Daha fazla deprem kaydı elde ettik. İstanbul’da denizde deprem beklerken karadaki faylar da deprem üretmeye başladı. İstanbul’un yerleşim yerlerinde de diri fay niteliği taşıyan faylar olabilir bu anlamda bu fayların çok iyi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Yerleşim yerinden geçen faylar deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur” dedi.

Kaynak: t24.com.tr

Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Paylaş
Benzer Yazılar
deprem
İzmir Depremi'nin Bilançosu
GES
GES Projeleri İçin Geoteknik Raporun Hazırlanmasına İlişkin Özel Teknik Şartname Önerisi
nükleer
Nükleer Güç Santralleri ve Nükleer Teknoloji
izmirss
Unutulan Proje: RADIUS
1424653
TOGG, Batarya Modülü İçin Farasis İle Anlaştı
DCIM100MEDIADJI_0168.JPG
Alsancak Limanı'nda Ro-Ro Operasyonları Yeniden Başladı
Ekran Alıntısı
"Depreme Karşı Tekiz" Girişiminden 7 Maddelik Eylem Planı
D_giKQnWsAIPARD
Türkiye'nin İhtiyacı Yassı Çelik Üretimi Hakkında Öneriler
FARM-2048x1263
Organik Tarım Uydurması
thumbs_b_c_e428879bb34d1f9546287414ad1e9f7f
Kıyı Emniyetinin İlk Kadın Römorkör Kaptanı, Dümeni Başında
röpdeneme2
Prof. Dr. Sencer İmer ile Türkiye'de Demir - Çelik Sanayisinin Değerlendirmesi
thumbs_b_c_edf5aed117b870772be9ac2eff6dbd14
Türkiye’nin Mühendis Kızları Geleceği Aydınlatacak