Biz başka gezegenleri yaşanabilir kılmaya çalışırken, 3D biyobaskı da astronot sağlığının ayrılmaz bir parçası haline gelebilir
Avrupa Uzay Ajansı (ESA), astronotların uzun mesafeli uzay görevlerinde ihtiyaç duyulabilecekleri “yedek parçalara” erişimi için yapay kemik geliştirildi.
Söz konusu kemik örneği, ESA ESTEC web sitesinde ajansın son 50 yılda geliştirdiği eserlerden bir seçki sunan 99 Nesne arasında yer alıyor.
ESA, 3D biyobaskı teknolojisi kullanılarak geliştirilen kemiği “uzay acil tıbbı” yolunda “ilk adımlardan” biri diye niteliyor.
Bu teknoloji kemiğin yanı sıra deri nakilleri ve hatta iç organların üretilmesinde bile kullanılabilir.
Astronotların kendi kan plazmalarından yapılan besin açısından zengin “biyomürekkep”, “1 g’nin altındaki yer çekiminde” bile elde edilebiliyor.
Ciddi yanık yaraları, hastanın vücudunun başka bir kısmından alınan kas kullanılarak yapılan deri naklini gerektirebiliyor. Ancak bu Dünya’da mümkün olsa da uzayda daha zor ve ikinci derece hasarın tamamen iyileşeceğinin de garantisi yok.
Sıfır yer çekimindeki astronotlar genelde kemik yoğunluğunu kaybediyor. Bu da yörüngedeyken veya Mars gibi gezegenleri araştırırken kırık gibi yaralanmaların daha yaygın olabileceği anlamına geliyor. Bahse konu durum, astronotların alabileceği önleyici önlemler üzerine çok sayıda araştırmaya yol açtı.
2020’de, metabolizmalarını başlatacak lif diyetinin yanı sıra astronotların midesindeki mikropların, prebiyotik ve probiyotiklerle manipüle edilerek astronotları koruyabileceği öne sürülmüştü. Geçen ay yapılan araştırma da “uzay marulunun” uzun yolculuklarda kemik yoğunluğunu koruyabileceğine işaret ediyor.
Çalışmaya öncülük eden yüksek lisans öğrencisi Kevin Yates, “Şu anda, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (UUİ) astronotların kemik kütlesini korumaya çalışan belirli bir egzersiz rejimi var” dedi. “Fakat astronotlar UUİ’de genelde 6 aydan uzun kalmıyor.” Mars’a yapılacak yolculuklar 10 ay sürebilir ve sonrasında da astronotların eve dönmeden önce Kızıl Gezegen’de bir yıl geçirmesi beklenebilir.
ESA bu teknoloji üzerinde iki yıldır çalışıyor. Hatta ajans, nesneleri ters yazdırmayı bile başardı fakat üstesinden gelinmesi güç zorluklar da var.
Dresden Teknik Üniversitesi Hastanesi’nden Nieves Cubo, o dönem “Plazma, yerçekimi koşulları değiştiğinde üzerinde çalışmayı zorlaştıran yüksek akışkan bir kıvama sahip” demişti.
Astronotlara yönelik teknolojik gelişimin, kemik problemi olanların daha hızlı iyileşmesini sağlayacak biçimde Dünya’daki süreci de hızlandıracağı umuluyor.
INDEPENDENT